Haydi, trenlere binin…

Barış Pirhasan, 2001 yılında çektiği O da Beni Seviyor filminden 6 yıl sonra Adem’in Trenleri filmi ile 2 Mart’ta izleyicisiyle buluşacak. Başrollerinde Cem Özer, Nurgül Yeşilçay, Derya Alabora, Erkan Taşdöğen, Yıldız Kültür, Turhan Özdemir, Asuman Dabak ve Ezel Akay’ın rol aldığı filmin küçük oyuncuları ise Adem rolünde Fıratcan Aydın ve Fatmacık rolünde Zeynep Deniz Özbay.

Filmin konusu:

Manisa’nın Karaağaçlı kasabasında yaşananları 6 yaşında, Adem adlı küçük bir çocuğun gözünden anlatan film, aslında her insanın bir sırrı olduğunu göstermeye çalışıyor ve bunu yaparken de değerlerimizi sorguluyor.

Hasan Hoca (Cem Özer), hamileyken terk edilmiş Hacer’i (Nurgül Yeşilçay), ailesinden ve söylentilerden korumak için nikâhına alır. Ama bu durumda köylerinde yaşamayacaklarını anladıkları için üçü birlikte köy köy, kasaba kasaba dolaşmaya ve geçimlerini sağlamaya çalışırlar. Hasan Hoca yıllarca Hacer’in kızı Fatmacık’a karşılık beklemeden bakar. Hacer’e el sürmeyen Hasan Hoca, onları sadece korumak için sahiplenmiştir belli ki… Belki de bir gün Hacer’in ‘sahibine’ döneceğine inandığı içindir, bilinmez…

Bir Ramazan günü, alacakaranlıkta Hasan Hoca, Hacer ve Fatmacık, üç beş hanelik, küçük bir tren istasyonu olan Manisa’nın Karaağaçlı beldesinde inerler. Hasan Hoca abdestini aldıktan sonra yüksekçe bir yere çıkarak ezan okur. Herkes uyanır, kasabalı Ramazan’ı hocasız geçirmek istemediği için hoca çağırmıştır. Karaağaçlı’nın imamı olma karşılığında ise hocanın istediği sadece iftarlıktır. Hoca, Karaağaçlı’ya namaz kıldırır, ezan okur, çocuklara günde 2 defa Kur’an dersi verir. Günler birbirini kovalarken, hocanın yaşının büyük, ondan her zaman dört adım geri yürüyen ve korkak davranan karısının genç olması herkesin dikkatini çeker. Herkese göre onların bir sırrı vardır. Ama sırrı olan sadece onlar mıdır? Ya kasabalı! Onların sırrı yok mudur?

Kasabalı, hoca ve karısının yıllarca gizledikleri sırlarına tanık olurlarken aslında herkesin bir sırrı olduğunu ortaya çıkaracaktır.

Hacer, yıllar sonra Fatmacık’ın babasıyla karşılaşır, işte olaylar ondan sonra başlar. Lirik ve hüzünlü bir hâl alan film, sonunda bir aşk filmine dönüşür. Kazanan kim ve ne olacaktır?

Trenlerle selâm yollayın Adem’e

Yaşanmış bir olaydan yola çıkarak sinema perdesine aktarılan film; Adem’in gözünden izleyiciyi “Günah ve sevap nedir? Merhamet ve erdem ne demektir?” gibi sorgulamalara davet ediyor. Film bunları yaparken, naif bir yaklaşımla izleyiciyi bazen acı acı güldürüyor bazen de düşündürüyor…

Adem, doğduğu zamandan beri, birileri kasabalarına gelip gitmişlerdir, bir gün Fatmacıkların da gideceklerini düşünür. Her gidenden, kendisine trenlerle selâm yollamasını söyler. Bir tren tutkunudur Adem. Onun bakış açısı ve söylemleri filmdeki bizden duygusunu çok güzel bir şekilde ifade eder. Hasan hoca bir gün derste öğrencilerine sorar, “Niçin dünyaya geldik?” Adem’in cevabı naiftir. “Süt taşımak için.” Oysaki sınıftaki diğer cevaplar, daha ciddidir. Hasan Hoca, filmin sonlarına doğru kasabada yaşananlardan dolayı bitkin bir haldedir ve kendisini sorgulamaktadır. Kendisinin nasıl biri olduğunu sorar sınıfta. Adem’in cevabı, “İlk geldiğinde zalim, sonra mübarek, şimdi de zavallı. Annem öyle diyor.” Hasan Hoca’nın film boyunca, kasabalı tarafından yorumlanışı işte bu üç sözcüktür. İsmail Doruk’un senaryosunu yazdığı bu filmin her karesi samimi, yalın, ‘bizden’ duygusunu hissettiriyor izleyiciye.

Hocanın, Hacer ve Fatmacık’a sahip çıkması ve bir gün Hacer’in “sahibi” arasındaki tercihi sırasındaki söyledikleri, Atıf Yılmaz’ın Selvi Boylum Al Yazmalım filminde Türkan Şoray’ın Asya rolündeki şu iç konuşmasını hatırlatıyor bize: “Sevgi nedir? Sevgi emek ister.” Barış Pirhasan’ın Atıf Yılmaz’la Aaah Belinda, Asiye Nasıl Kurtulur, Adı Vasfiye filmlerinde birlikte çalışmış bir yönetmen. Bu etkilenme, seyircide olumlu etkiler uyandırıyor.

Cem Özer, hoca rolüyle çok başarılı bir performans sergiliyor. Ödüllü görüntü yönetmeni Peter Steuger’in başarılı çalışma sergilemesi sonucunda, kurgu ekibi, duyduğumuza göre “kesecek bir kare bulunamıyor” diye feryat etmişler.

Bir de müzikleri var tabii filmin. Kedi Müzik’ten Ender Akay ve Sunay Özgür imzası taşıyan filmin müzikleri, filmin galasının gerçekleştirildiği G-Mall sinemalarında kokteyl boyunca, konuklara eşlik etti. En yakın zamanda soundtrack’ini bekliyoruz.

Son olarak da filmin yapımcılarından Ezel Akay ve yönetmeni Barış Pirhasan’ın söylediklerine kulak verelim:

Haydi, trenlere binin,
bizim istasyonda inin,
başka hiçbir şey beklemiyoruz sizden;
sadece, bizi seyredin…

(28 Şubat 2007)

Asya Çağlar

“Haydi, trenlere binin…” üzerine bir yorum

  1. Asya Çağlar gibi sinemayla gerçekten ilgilenen iyi eleştirmenler bekleriz.

Yorumlar kapalı.