Son Mevsim: Şavaklar

Kazım Öz’ün yönettiği belgesel film Son Mevsim: Şavaklar (Demsala Dawi: Sewaxan), 14 Mayıs 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Yapım 13 tarafından vizyona çıkarıldı.
Fransız ARTE televizyonunun ve Jan Vrijman Fonu’nun katkılarıyla gerçekleştirilen ve çekimleri bir yıl süren Son Mevsim: Şavaklar, göçebe Şavak topluluğunun yok olmaya yüz tutmuş yaşam tarzlarının, doğayla bağlarının ve kıyasıya mücadelelerinin yanı sıra insani ilişkilerini belgeliyor. Hayvancılıkla geçinen Şavaklar kışları Pertek ve Çemişgezek bölgelerinde yaşıyorlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Diğer basın bültenleri ve haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Son Mevsim: Şavaklar yazısına devam et
  • Dünyanın Çeşitli Ülkelerinden Ödüllü Filmler, Altın Koza’da Buluşacak

    16. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali boyunca farklı ülkelerde üretilmiş ödüllü filmler seyirci ile buluşacak. Uzak Doğu ülkelerinden, Güney Amerika’ya, İran’dan ABD’ye birbirinden farklı ülkelerden filmlerin buluşma noktası Adana olacak. Festivalin Dünya Sineması Bölümü’nde gösterilecek filmler arasında Londra Nehri (London River), Kuzey (Nord), Anna ile Dört Gece (Cztery Nocez Anna), Ağaçsız Dağ (Treeless Mountain), Gökkuşağı Sihri (The Rainbowmaker), Yemin Ederim Ben Yapmadım (C’est Pas Moi, Je Jure), Vahşi Tarla (Dikoe Pole), Devasa (Gigantic) gibi filmler var.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Festival Sezonu Açıldı

    Ünlü sinema duayenlerimizden bir büyüğümüz ile yapılmış söyleşiden aklımda kalmıştı; soru neydi hatırlamıyorum ama cevap aklıma kazınmıştı: “Sinema olmadan yaşayabilirim ama müziksiz bir hayat düşünemiyorum” demişti üstad… -cümle birebir böyle olmayabilir, uzun zaman geçti üstünden ama özü buydu- Notaların sinemaya kattığı işitsel estetik ve büyünün sinemaya büyük güç verdiği gerçeği yadsınamaz. Çoğu filmin müziklerinden hatırlanması ve müziklerinden ayrı düşünülememesi bu durumun kanıtı…

    Bu konuyu ne sebeple açtım ve nereye bağlayacağım hemen söyleyeyim; çünkü hem ülkenin hem de yazın en taze festivali Miller Freshtival’dan söz etmek için sabırsızlanıyorum. Hem ülkemizin hem de yazın en taze müzik festivali Miller Frestival ile sezonu açmış bulunuyoruz, gözümüzaydın. Kış boyu birbirinden güzel film festivallerini takip ettik; şimdi sıra müzik festivallerinin tadını çıkarmakta…

    Turkcell Kuruçeşme Arena’da düzenlen Miller Freshtival gündüz, hatta akşamüstü saatlerinde endişe edecek kadar az kişi tarafından izlense de karanlığın çökmesiyle müzikseverler tarafından dolduruldu. Saat 14:00’te kapılarını açan festival gün boyunca film, fotoğraf, moda tasarımı gösterileri ve eğlenceli oyunlarla festivalcileri geceye hazırladı.

    Sinema ise yine müzikle iç içeydi… Genç yönetmenler freshtival boyunca kameralarıyla festival coşkusunu kısa filmlerine taşıma telâşındaydı… Çok da eğlenceli görüntüleri ekrana taşıdılar.

    Multitap ve Kung-Fu’nun ardından Türkiye’nin dünyalı grubu Portecho sahne aldı. Hem ilk albümleri hem de yeni albümleri “Studio Plastico”nun birbirinden güzel şarkılarını, oldukça yüksek bir enerjiyle yansıttılar. Portecho çok erken saatte çıkmış olmanın şansızlığını yaşayan, bu sebeple de bir avuç kişi tarafından izlenebilen grup -bence gecenin en iyisiydi- tüm bu tabloya rağmen süper bir performans sergilediler. Ayrıca hemen hatırlatalım Portecho, her yıl heyecanla beklenen Efes Pilsen One Love Festival’de de sahne alacak. Ayrıca One Love’da Röyskopp ve Starsalior gibi dev grupların yanı sıra Yasemin Mori, Ayça Şen, Bora Uzer gibi farklı tarzlarıyla dikkat çeken genç isimler de sahne alacak. Ardından sahne alan Manchester’lı electro pop grubu The Whip artan seyirciyle birlikte havayı iyice ısıtırken, ünlü Dj Joakim ile herkes dans etmeye başladı. Karanlığın iyice çökmesiyle festivalin merakla beklenen en gözde iki isim İngiliz grup Friendly Fires ve Amy Winehouse’un tahtına aday gösterilen Gabriella Cilmi ile sezonun ilk festivali gayet keyifli bir şekilde son buldu.

    Ancak her şey eve dönüş yolunda başladı. Aynı saatlerde şampiyonluğunu kutlayan Beşiktaş taraftarı sayesinde güzel biten gece felâkete dönüştü. Servisi aracını rehin alan taraflar camlara kırarcasına vurarak otobüsümüzü rehin aldı. Küfür ve hakaretlerle herkese Beşiktaş marşları söylemeye zorladılar. Ortada bize yardım edebilecek bir tane bile polis yoktu… İnsanların sevinçlerini ve hüzünlerini sokaklarda kutlama özgürlüğü en büyük hakkımız ama bu olayın kutlamayla uzaktan yakından ilgisi yoktu. Yol kapatarak insanlara işkence etmenin açıklanabilir hiçbir tarafı yok.

    (01 Haziran 2009)

    Gizem Ertürk

    Gizem Ertürk / Dans Gösterisi

    Friendly Fires

    Joakim / Miller Freshtival

    Portecho

    The Whip