İnsan Hakları Haftası Dolayısıyla, Documentarist Belgesel Haftası

Documentarist – İstanbul Belgesel Günleri, yıl içine yaydığı etkinlikler dizisine yeni bir sayfa ekliyor: “Hangi İnsan Hakları?”. İnsan hakları konusunu gündeme taşımayı amaçlayan Documentarist, 10 Aralık İnsan Hakları Günü ve İnsan Hakları Haftası dolayısıyla 14 – 17 Aralık 2009 tarihlerinde, bir belgesel haftası düzenliyor. Etkinliğin ana teması “cezaevleri” olarak belirlendi. Mini bir festival boyutunda tasarlanan etkinlikte, birbirinden önemli bir düzine belgesel gösterilecek.

Dabbe’nin Sis Perdesi Sinemalife’ta Aralanıyor

sinemalife.com’un, Aralık sayısı yine zengin bir içerikle okur karşısına çıktı. Sinemalife, bu sayısında korku-gerilim sineması üzerine filmleriyle tanınan Hasan Karacadağ’ın d@bbe 2 filmini kapağına taşıdı. Derginin Aralık ayı konukları Melis Birkan ve Mustafa Üstündağ oldu. Film eleştirilerinin yanı sıra Aralık sayısında vizyona giren filmler, sinema haberleri ve önümüzdeki aylarda beyazperdede gösterilecek filmler de bulunuyor. Film Terapi kuşağında Philippe Lioret’in Welcome’u okura farklı bir pencere açıyor. www.sinemalife.com bir tık uzağınızda.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğrafına haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Dabbe’nin Sis Perdesi Sinemalife’ta Aralanıyor yazısına devam et
  • Zeki Demirkubuz Söyleşisi

    Masumiyet, Kader, Yazgı, İtiraf, Kıskanmak gibi Türk sinemasında önemli yer edinmiş, ulusal ve uluslararası birçok festivalden ödülle dönmüş filmlerin senaryo yazarı, yönetmeni ve oyuncusu olan, Nuri Bilge Ceylan’la birlikte adını “çağdaş bağımsız sinemacı” olarak hafızalara kazımış başarılı yönetmen Zeki Demirkubuz, 10 Aralık 2009 Perşembe günü saat 13:00’de, “Nispetiye Cad, No: 113, Etiler, İstanbul” adresindeki Özel İstanbul Koleji öğrencileriyle basına açık söyleşi yapacak.

  • Zeki Demirkubuz fotoğrafları için tıklayınız.
  • 12. İstanbul Uluslararası Sinema – Tarih Buluşması, Sinema Onur Ödülünü Zeki Demirkubuz’a Takdim Edecek

    Türkiye’nin ilk tematik film festivali olan, İstanbul Uluslararası Sinema – Tarih Buluşması, 12.nci yılında, alanlarında öncü isimlere sunduğu Urart imzalı Işık Saçan Apollon Onur Ödülünü, Türk sinemasının en güçlü “auteur”lerinden, cesur ve üretken sinemacı Zeki Demirkubuz’a takdim ediyor. Beyazperdede kendi seçtiği öykülerle var olma kararıyla “bağımsız yönetmen” idealini kusursuzlaştıran Zeki Demirkubuz’a, Onur Ödülü, 09 Aralık Çarşamba günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenecek olan açılış gecesinde sunulacak.

  • Basın Bülteni
  • Buluşma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Zeki Demirkubuz fotoğrafları için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü ödül görseline haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    12. İstanbul Uluslararası Sinema – Tarih Buluşması, Sinema Onur Ödülünü Zeki Demirkubuz’a Takdim Edecek yazısına devam et
  • Paranormal Activity

    Oren Peli’nin yönettiği ve Katie Featherston, Micah Sloat, Mark Fredrichs ile Ashley Palmer’ın oynadığı Paranormal Activity, 15 Ocak 2010’da Medyavizyon Film dağıtımıyla Medyavizyon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Genç, orta gelirli bir çift iki katlı evlerine taşındıktan bir süre sonra, özellikle geceleri giderek artan bir şiddetle kendini gösteren, rahatsız edici bir takım ses ve olaylara tanık olmaya başlarlar. Özellikle de uykuda oldukları sırada. Yazar-yönetmen Oren Peli’ye göre, korkunun kaynağı kelimenin tam anlamıyla ev. Film, yönetmen Oren Peli’nin evinde çekildi.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Paranormal Activity yazısına devam et
  • 18 Aralık 2009 Haftası

    “Avatar”, ‘yüksek sinema’nın en yeni tanımı; hem teknik, hem artistik, hem de içerik olarak izleyeni çarpan ve her izleyenin, doğanın yüreğini dinleyip sevmesini sağlaması gereken epik bilim kurgu serüveni. ‘Beyaz adam’ın dünyayı ‘bitirdikten’ sonra gözünü diktiği, değerli bir madene sahip Pandora uydusunda (gaz temelli bir gezegenin uydusu), belden aşağısı sakatlanmış asker Jake gibi ‘insan’lığınız sınanacak. Hazır mısınız? Bu film, günlük olaylara dalmış kaos gibi dünyamızda, açgözlülüğümüz, acımasızlığımız, hırslarımızın ortasında soluk alıp vereceğimiz ve yaşadığımızı hissedebileceğimiz, tabii ki kendimizi sorgulayabileceğimiz bir fırsat. Belki de son fırsatlardan biri.

    “Başka Dilde Aşk”, “aşk bu, engel mi tanır” diyen, bizim “Başka Tanrının Çocukları”. Bir çalışan olarak sömürüldüğü çağrı merkezinde sürekli konuşan, tepkili – öfkeli genç kadın ile doğuştan duyma engelli -yani çok duyarlı- genç adamın, çevrelerine, kopuk oldukları ailelerine ve ‘kendilerine’ / irade çatışmalarına rağmen birbirlerini sevmelerinin hikâyesi, sinemamızda pek rastlanmayan bir görsel estetikle anlatılmış. Bu yılın dikkate değer performanslarından birkaçı da (Mert Fırat & Saadet Işıl Aksoy ve Lale Mansur) bu filmde.

    “Vavien”, tipik orta sınıf kasaba insanlarına dair ayrıntılı gözlemleri, cinayet içeren bir öyküye dönüştüren kara mizah örneği… Ve fakat bir lâmbayı iki ayrı yerden farklı zamanlarda yakıp söndüren “vavien anahtar uygulaması” gibi her plânın, başka bir unsurun devreye girmesiyle her zaman tamamına eremeyebileceği vurgulanarak, hikâye, ‘lamba yakılarak aydınlatılıyor’, denge kuruluyor, mutluluk -bir sonraki kötücül plâna kadar- devreye giriyor. Bir Coen Kardeşler filmi düşünün; Taylan Biraderler onların izinde gitmiş ve başarılı olmuşlar. Doğru ritimli, matematiği kusursuz bir çalışma. Binnur Kaya ve senaryoyu da yazan Engin Günaydın, sinemamızın açlığını çektiği ‘farklı’ oyunculardan… İkisini ve diğerlerini izlemek keyif veriyor.

    (15 Aralık 2009)

    Ali Ulvi Uyanık

    aliuyanik@superonline.com