Che, Devrimlerin Yolunda

Commandante Che’nin anı kitabından uyarlanan iki bölümlü bu film bir klâsik. “Che 1: Arjantin” bölümü Küba devrimini, “Che 2: Gerilla” bölümüyse Che’nin Bolivya’daki trajedisini anlatıyor. Che’yle özdeşleşen Benicio del Toro, bu filmdeki performansıyla 2008’de Cannes’da “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü aldı. Vizyona çıkmayan bu iki bölümlü filmin şimdi DVD’si çıktı.

Film, Küba haritası üzerine açılıyor. Kuşatılan şehirler çoğalıyor ve harita kızıla boyanıyor. Che, Birleşmiş Milletler’de konuşma yapmak için New York’ta. Gazeteci Lisa Howard’a mülâkat veren Che, 1955 yılına gidiyor. New Mexico’da Fidel Castro’nun adını ilk defa duyuyor Che. Devrimlerin prensipler üzerine oturtulmasını savununan Che, bir grup arkadaşıyla 26 Temmuz Hareketi’ne katılmak için Karayipler’deki Küba’ya doğru küçük bir tekneyle yola çıkıyor. Devrime inanan gerillalarla Batista ordusuna savaşın içinde yer alan Che, yoksul halkın sağlığıyla da ilgileniyor. Halk, devrimi destekliyor. Gerillaları coşkuyla karşılıyor. Yönetmen Steven Soderbergh, bir adım geride, sakince devrimi gözlese de bir yerden sonra sol ruhu perdeyi kuşatıyor. Ernesto “Che” Guevara’nın “Reminiscences of the Cuban Revolutionary War” (Küba Devrim Savaşını Hatırlama) adlı anı kitabından yola çıkılarak senaryosunu Peter Buchman’ın yazdığı “Che Part One: The Argentine-Che 1: Arjantin”, Küba Devrimi’ni ayrıntılarıyla sinemaskop olarak perdeye yansıtan bir film. Bu bölümün adında geçen “Arjantin” anması Che’nin Arjantinli olmasından. Commandante Che, Küba Devrimi’ne Meksika’dan katılıyor. Fidel Castro, tam bir asker. Sevk ve idaresi, savaş plânları ve gerillalarını yönlendirişiyle bu hemen fark ediliyor. O, gerçekçi biri. Ya Che? Birazcık romantizmi öne çıksa da, yoksul, hasta ve eğitimsiz halkı düşünüyor hep. Bulabildiği her fırsatta halka sağlık götürmeye çabalıyor. Comamandante Che de elbette elinde tüfeğiyle orduya karşı çarpışıyor. Ama, doktorluğunu unutmuyor hiç. Bir de Commandante Che’nin astım hastalığı var. Bu hastalık hayatını etkiliyor onun. Commandante Che, Küba’nın ormanlarında savaş sürerken, Tolstoy’un “Savaş ve Barış” romanından bölümleri de iç sesiyle anlatıyor seyirciye.

Yaratıcı yönetmen…

Yönetmen Soderbergh, bu filmin kameramanı. Soderbergh, kameramanlığını da üstlendiği filmlerinde Peter Andrews adını kullanıyor hep. Bu filmdeki kamera alabildiğine sakin ve her şeyi geniş açılı objektifleriyle görmek istiyor. Gerilla savaşını, seyircisini atmosferin içine alarak yaşatıyor yönetmen. Soderbergh, yaratıcı bir yönetmen. 1963 yılında Georgia-Atlanta’da doğan Soderbergh’in 1989 yapımı “Sex, Lies, and Videotape-Seks Yalanları”nı görünce bir yaratıcı yönetmenle karşılaştığımızı fark ettik mi? 1991 yapımı siyah-beyaz ve renkli “Kafka” filmi onun üzerinde durmamız gereken bir yönetmen olduğunu hissettirmişti. Soderbergh, kurguculuktan gelen ve kamerayı iyi bilen bir yönetmen. Filmlerinde görsellik çoğunlukla çarpıcıdır. Yönetmenin bu “Che” filmleri de sinema açısından özel yapıtlar olabilir. Soderbergh’in bu filminin, Oliver Stone’un 1986 yapımı “Salvador” filmiyle ruhu buluşuyor sanki. Belki atmosferden dolayı olabilir bu. Yönetmenin, 2006 yapımı siyah-beyaz “The Good German-İyi Alman” filminde, Michael Curtiz’in 1942 yapımı “Casablanca-Kazablanka” filminin ruhunu hissetmiştik. Soderbergh, bu filminde siyah-beyaz belgesel görüntülerden de yararlanmış. Bu da filme farklı bir tat veriyor. Soderbergh, Commandante Che üzerine bu filminde şimdiki zamanı siyah-beyaz, Küba’daki gerilla savaşını da renkli yansıtıyor. Che’yle gerçekten özdeşleşen Benicio del Toro, bu filmdeki performansıyla 2008’de 61. Cannes Film Festivali’nde Sean Penn’in jüri başkanlığında “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü aldı. Filmin müzikleri de İspanyol Alberto Iglesias’a ait. Bu önemli besteciyi büyük yönetmenlerden Pedro Almodovar’ın filmlerine yazdığı müziklerden hatırlayabilirsiniz. Alberto Inglesias, Soderbergh’in filminde yerel tınıları hissettiren müzikler yapmış. Bu filmdeki en kanlı anlarsa, Santa Clara’da gerçekleşiyor. Havana’ya bir adım kalıyor Santa Clara’da. Kanlı çarpışmalara fazla karşı koyamayan ordu devrimcilere teslim oluyor ve gerillalar devrimi ilan etmek için Havana’ya doğru yola çıkıyorlar. Commandante Che, Havana’yı ilk defa görecek. Aslında o, Küba’da gördüğü her şeyi ilk defa görüyor.

“Che 2: Gerilla…”

Sinemanın büyük yönetmenlerinden Terrence Malick, “Che” filmi üzerine çalıştı, senaryo geliştirdi. Ama, sonra bu proje Steven Soderbergh’e geçti. Soderbergh, uzun olan bu filmi ikiye böldü. Aslında iki filmi de iki farklı film gibi görebilirsiniz. İlk film, Küba Devrimi’ni anlatırken, ikinci filmse Che’nin Bolivya’da devrim yapma düşlerini ve trajedisini perdeye yansıtıyor. Binbaşı Che, Küba’nın Ziraat Yılı’nda tüm görevlerini geride bırakıp ortadan kayboluyor. Geride Fildel’e bir mektup bırakan Che, tipini değiştirerek kolayca Bolivya’ya giriyor. Sonra da Bolivyalı direnişçilere katılıyor. Savaşı ve silâhları bilmeyen Bolivyalı gerillalara savaşı ve silâhları öğretiyor Commandante Che. Ama, bu devrimi Bolivya Komünist Partisi desteklemiyor. Finansal zorluklar da yaşanmaya başlıyor. Eğitim sürerken, Commandante Che Bolivya’nın yerli halkına şefkat gösteriyor, çocukları tedavi ediyor. Hiçbir köylüden parasını ödemeden bir yumurta bile almıyor Commandante Che. Halk öyle yoksul ki. Okuma-yazma da bilmiyorlar. Tıpkı Kübalılar gibi. Ama, Küba’da halk gerillalara tam destek verirken, Bolivyalı yerliler çekingen ve umutsuz. Commandante Che, gerillalara eğitim verirken, Bolivya’nın ordusu da klasik ordu savaş taktikleriyle değil, gerilla taktiğiyle Commandante Che’nin gerillalarıyla savaşıyorlar. Belki bu yüzden gerillalar sıkça askerlerce pusuya düşürüyorlar. Gerillaların dış dünyayla iletişimini Tania sağlıyor. Tania, yurtdışında ve içinde gerillalara destek ararken, zaman zaman da gerillarla beraber dağlarda askerlere karşı savaşıyor. Tania’nın gerçek adı da, Haydee Tamara Bunke Bider… Tania için, “Gerilla Tanya” kitabı Nadiye R. Çobanoğlu’nun çevirisiyle Yar Yayınları’ndan 2008’de çıkmıştı.

Unutulmaz trajik an…

Kübalı gerillalara göre daha isteksiz ve eğitime uyum sağlayamayan Bolivyalı gerillalarla savaş, ordunun da kurnazca taktiğiyle yenilgiye uğruyor. Yaralı ele geçirilen Commandante Che, hücresinde trajedisini bekliyor. Bu bölümdeki en trajik olan şeyse, Che’nin bir erle aralarında geçen konuşmaydı belki de. Commandante Che’ye tüfekle nişan alıp öldüren Bolivyalı erin gözündeki nefret bakışları insanı gerçekten irkiltiyordu. Commandante Che, 9 Ekim 1967 yılında infaz edilmişti. Yönetmen, infazı doğrudan göstermiyor. Her şeyi Commandante Che’nin gözünden yansıtıyor. Bu trajik sahnede yönetmen öznel kamera kullanmayı tercih etmiş. Bu yüzden belki de bu trajik an sinemada unutulmaz anlara karışıyor. Soderbergh, “Che Part Two: Guerilla-Che 2: Gerilla” filminde, ilk bölümden daha farklı bir estetik yaratmış. Kamerası ilk bölüme göre daha öfkeliydi yönetmenin. Yönetmen, bu ikinci bölümde yoğun olarak hafif el kamerası kullanmış ve görüntüler biraz daha sarsıntılı. Bolivya dağlarının Küba dağlarına göre daha az ağaçlıklı ve dik oluşu da filme değişik atmosfer veriyor. Son dönemlerde Che üzerine filmler ve belgeseller de çoğaldı. Brezilyalı yönetmen Walter Salles, 2004 yılında “Diarios de Motocicleta-Motosiklet Günlüğü” filminde Che’nin gençliğini anlatmıştı. Genç tıp öğrencisi Che, Latin Amerika’yı arkadaşıyla dolaşırken, yoksulluğu ve sömürülere tanıklık ediyordu. Salles, filmini Che’nin “Notas de Viaje” ve Che’nin en iyi arkadaşı Alberto Granado’nun “Con el Che por America Latina” kitaplarından yola çıkarak çekmişti. Yakın zamanlarda ülkemizde de gösterime giren 2008 yapımı “Chevolution-Chevrim” belgeselini Luis Lopez ve Trisha Ziff yönetmişlerdi. Soderbergh’in bu ikinci filminin senaryosunu, Che’nin “Bolivian Diary” (Bolivya Günlüğü) adlı günlüğünden Peter Buchman’la Benjamin A. van der Veen beraber yazmışlar. Che, ilk bölümdeki kadın gerilla Aleida’yla da evlenmiş. Bu ikinci bölümün başlarında fark ediliyor. Fonda duyulan müzikler de insana her duyguyu yaşatıyor bu filmde.

Che 1: Arjantin (Che Part One: The Argentine)
Che 2: Gerilla (Che Part Two: Guerilla)

Yönetmen: Steven Soderbergh
Eser: Ernesto “Che” Guevara
Senaryo: Peter Buchman-Benjamin A. van der Veen
Müzik: Alberto Iglesias
Görüntü: Peter Andrews
Kurgu: Pablo Zumarraga
Oyuncular: Benicio del Toro (Che), Carlos Bardem (Moises Guevara), Demian Bichir (Fidel Castro), Julia Ormond (Lisa Howard), Catalina Sandino Moreno (Aleida March), Rodrigo Santoro (Raul Castro), Joaquim de Almeida (Başkan Rene Barrientos), Catalina Sandino Moreno (Aleida March), Rodrigo Santoro (Raul Castro),
Franka Potente (Tania)
Yapım: Wild Bunch-Telecinco (2008)

(28 Ağustos 2012)

Ali Erden

ailerden@hotmail.com

Yusuf Özbek’i Kaybettik

Sinema sektörümüzün Post Prodüksiyon alanında Laboratuvar Şefliği, Kurgu Asistanlığı, Renk Düzenleme ve Film Yıkama gibi teknik hizmetlerde çalışan Yusuf Özbek hayatını kaybetti. Özbek’in çalıştığı filmler arasında Sis, Çıplak, Akrebin Yolculuğu, Peri Tozu, Takva, Adem’in Trenleri, Ulak, Kurtlar Vadisi Gladio, Başka Dilde Aşk, Atlıkarınca, Pazarları Hiç Sevmem, New York’ta Beş Minare, Bizim Büyük Çaresizliğimiz gibi filmler var. Cenazesi 22 Ağustos 2012 Salı günü ikindi namazını müteakip Ortaköy Dereboyu Camii’nden kaldırılarak Kilyos Mezarlığı’na defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Yusuf Özbek’i Kaybettik yazısına devam et