34. İstanbul Film Festivali 19 Nisan Pazar Günü Sona Erdi

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından onbirinci kez AKBANK desteğiyle düzenlenen İstanbul Film Festivali’nin 34.sü, 19 Nisan Pazar günü sona erdi. İki hafta boyunca 8 salonda, 455 seansta uzun ve kısa metrajlı toplam 171 filmin gösterildiği festivali toplam 130 bin sinemasever izledi. Festival boyunca gösterimlerin 100’den fazlası yönetmen, oyuncu ve  yapımcıların katılımıyla gerçekleştirildi. Festivale film gösterimleri, etkinlikler ve konuklarla yapılan söyleşilerin yanı sıra gösterim iptalleri ve sinema sektörünün sıkıntıları da damgasını vurdu. Festival sürecince 6 sinema dersi ve panel, 1 konser ve 3 parti verildi, yaklaşık 450 toplantı yapıldı.

Çocukların Festivali: Büyüklere Yer Yok

Bu yıl düzenlenen Ankara Uluslararası Film Festivali’nin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında gerçekleşmesi nedeniyle Çocukların Festivali bölümü daha ön plana çıkıyor. Çocuklarla festival ve bayram şenliğini paylaşmak amacıyla festival ekibi, çocuklara özel pek çok eğlenceli etkinlik hazırladı: Programda masalcı anlatımı ile çocuk filmleri gösterimleri ve Çocuklar için Yaratıcı Drama Atölyeleri yer alıyor. Ankara Uluslararası Film Festivali ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı heyecanına, yaşamlarımızın sınırlarına girmiş olan mülteci çocukları da dahil eden sosyal sorumluluk projesine imza atılıyor.

ANKAmall’da Yıldızlar Geçidi

ANKAmall, inşaatının tamamlanması ve yenilenme çalışmalarının ardından ziyaretçilerine hemen her gün büyük sürprizler yapmaya devam ediyor. Senden Bana Kalan filminin ünlü oyuncularını ağırlayan ANKAmall, 22 Nisan’da da ziyaretçilerine Keremcem ile sürpriz yapıyor. Abdullah Oğuz’un yönettiği, filmde rol alan Neslihan Atagül ve Ekin Koç’un da aralarında bulunduğu ekip, filmi 20 Nisan Pazartesi günü 19:00 seansında ANKAmall seyircisiyle birlikte izledi. Coşku ile karşılanan oyuncular sevenleri ile sohbet ederek film hakkında bilgiler verdi. Çekimler esnasında yaşadıkları olayları anlatan oyuncular bol bol fotoğraf çektirdi.

Bambaşka Bir Sinema Keyfi Buyaka’da

Ümraniye, Fatih Sultan Mehmet Mahallesi, Balkan Caddesi’ndeki Buyaka AVM, sinemaseverlere 6 salon 446 kişilik kapasitesiyle hizmet veren CINEMA Pink, ile büyümeye devam ediyor. Sinema, deri koltuklardan oluşan salon, 145 cm koltuk aralığı, özel gümüş perde, dolby digital ses sistemi, 3D ve 4K Sony projeksiyon cihazları, klima otomasyonu, brüt beton ve ahşap karışımı modern dekorasyonu, özel yanmaz halıları gibi özellikleriyle hizmete girdi.

Bambaşka Bir Sinema Keyfi Buyaka’da yazısına devam et

Flört, Plak Çıkarmak İçin Banka Soydu

Murat Şenöy’ün yönettiği Tehlikeyle Flört filminde banka soygun sahneleri izleyenlere eğlenceli dakikalar yaşatacak. Plak yapma hayalinin peşinden giden üç mahalle delikanlısı, Ozan Kotra, Çağatay Kehribar ve Hakan Çağlar, banka soygununa karışacak. Bol aksiyonlu sahnelerde üç kafadar, Arap şeyhi kılığına girerek Fuat Güner’in patronu olduğu bankayı soyacak.

Ankara Engelsiz Filmler Festivali 2015 Başlıyor

Türkiye’de görme, işitme ve ortopedik engellilerin erişebildiği ilk film festivali olan Ankara Engelsiz Filmler Festivali 21 – 26 Nisan 2015 tarihleri arasında Halkbank ana sponsorluğunda üçüncü kez perdelerini açıyor. Festivalde tüm filmler göremeyenler için sesli betimleme, duyamayanlar içinse işaret dili ve ayrıntılı altyazı eşliğinde gösteriliyor. Festivalde yapılan söyleşiler, atölye çalışmaları işaret dili çevirmeni eşliğinde gerçekleştiriliyor. Tüm mekânlar ortopedik engelli sinemaseverler için erişilebilir olanlardan seçiliyor. Böylece herkesin birlikte takip edebildiği festival, fiziksel engellerin sinema deneyimini paylaşmaya engel olmadığını ortaya koyuyor.

Bir FOL Gecesi: Bunu Gerçekten Yapmalı mıyım?, Bu Cumartesi, Kadıköy’de

Fol Sinema Topluluğu, İsmail Necmi’nin 2008 yılında gerçekleştirdiği uzun metrajlı filmi Bunu Gerçekten Yapmalı Mıyım? (Should I Really Do It?) filmini gösteriyor. Gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkan Bunu Gerçekten Yapmalı mıyım?, Almanya’da yaşayan Türklerin aksine ironik bir şekilde İstanbul’da yaşayan Alman bir kadının, Petra’nın sıradışı yaşamını konu ediyor. Hayatındaki ani iniş çıkışlarla, zaman zaman sanki bir senaryoyu takip ettiğimizi bize düşündürten bu sıradışı hikâyenin başrol oyuncusu, aslında gerçek yaşamın bir başka yüzünü bizlere gösterir; en nihayetinde hiçbir şey, hayat kadar sürprizlerle dolu değildir, kurgu dahi.