Mutlulukla Bir Bağı Var Muhakkak: Siyah Çay

Çay, dünyanın en çok tüketilen belki de ilk sıradaki içeceklerinden… Bizim ülkemizde de hem çok seviliyor, hem de çok tüketiliyor. Çay deyince herkesin dikkat kesilmesinin temelinde bu özellik yatıyor. Ancak buradaki siyah çay, sadece çay değil, filmi taşıyan Aya’ya (Nina Mélo) takılan lâkap aynı zamanda.

Gerçek bir çay kültürünü izliyoruz filmin girişinde (doğrudan filmin öyküsüyle bağlantısı yokmuş gibi gözükse de çayın yaşamı belirleyiciliği anlamında önemli). Çay, doğal olarak bir sosyal statü, bir kaynaşma aracı, bir sosyalleşme fırsatı, bir keyif olanağı ve kuşkusuz tepeden tırnağa keyif. Aya ile işyeri sahibi Cai’nin (Chang Han) öğrenme/öğretme amaçlı karşılıklı konuşmalarında geleneksel çay kültürü, kültürel anlamı da yer alıyor. Cemal Süreya’nın herkesçe bilinen ünlü “Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı.” sözünü belki de “Çayın mutlulukla bir bağı var muhakkak.” diye çevirmiş olmalı yönetmen Abderrahmane Sissako.

Guangzhou’da sadece Çinliler değil Afrikalı göçmenler de şehrin hareketliliğini sağlıyorlar. Göçmen / sığınmacı / mülteci deyince akla hemen ayrımcılık, ırkçılık, ötekileştirme de geliyor ve hepsi yer alıyor filmde. Aya, tam nikâh töreninde kendisini aldattığını öğrendiği müstakbel kocasını bırakıp Çin’in Guangzhou kentine gidiyor. Çalıştığı çay dükkânının sahibi (önceki ilişkisinden 20 yaşında bir kızı, evliliğinden de yine aynı yaşta bir oğlu var) ile aralarında duygusal bir ilişki gelişiyor. Hani Aya, nikâhta kaçmıştı kendisini aldatan kocasından? Demek ki gönül ferman dinlemeyebiliyor.

Film göçmenler üzerine kurulmuş olsa da ırkçılıktan çok kadın erkek ilişkilerine odaklanıyor; bir de el emeğiyle çalışanlara… Tabii, hepsinin gönlünde yatan aslan, kendi işlerini kendi ülkelerinde kurmak… Hayalin sınırı olmaz ki!

Bir yanıyla keyifli ama istenilen düzeyi tutturamamış bir film.

26 Nisan’dan başlayarak gösterimde…

(18 Nisan 2024)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com