Bu Cuma Vizyona Girecek, Başrollerinde Furkan Andıç ve Buse Meral’i Buluşturan Cadı Filminin Galası Gerçekleşti

26 Nisan Cuma günü vizyona girecek, psikolojik gerilim türündeki Cadı filmi dün gece gerçekleşen galasında ilk kez seyirciyle buluştu. Başrollerinde Furkan Andıç ve Buse Meral’i bir araya getiren, hikâyesi ve dikkat çekici tanıtımlarıyla merakla beklenen filme izleyenlerden övgüler yağdı. Galada filmin müziklerinin canlı olarak çalındığı mini konserin yanı sıra filme özel hazırlanan ve dönemin ruhunu yansıtan kostümlerden oluşan bir defile gerçekleştirildi.

Bu Cuma Vizyona Girecek, Başrollerinde Furkan Andıç ve Buse Meral’i Buluşturan Cadı Filminin Galası Gerçekleşti yazısına devam et

BKM’nin Animasyon Filmi Küçük Don Kişot’un Maceraları Fransa’da Gösterime Girdi, İzleyenler Çok Eğlendi

Yediden yetmişe herkesin çok sevdiği kahraman Don Kişot’un torunu Alfonso Kişot’un hikâyesinin anlatıldığı Küçük Don Kişot’un Maceraları, 26 Nisan 2024 Cuma günü gösterime giriyor. Çocukların aileleri ile birlikte keyifli vakit geçirmesini sağlayacak film Türkiye’den önce Fransa’da gösterime girdi. Fransa’daki izleyicilerin beğenisini kazanan film için güzel yorumlar yapıldı.

Son Yılların Parlayan Genç Oyuncularından Buse Meral İlk Sinema Filmi Cadı ile Seyircinin Karşısına Çıkacak

Başrollerinde Furkan Andıç ve Buse Meral’in yer aldığı Cadı filmi 26 Nisan’da izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Filmde Cadı söylentilerinin ardındaki gizemi çözmeye çalışan Fikriye karakterine hayat veren Buse Meral, Cadı’yı ve karakteriyle ilgili görüşlerini paylaştı: “Filmimizde Fikriye’yi canlandırıyorum. Fikriye, iyi eğitim almış, okumaya meraklı, ailesini kaybetmiş ve aile hasreti çeken, 20 yaşlarının ortalarında genç ve dul bir kadın.”

Çocuklar, Küçük Don Kişot’un Maceraları’nı Birlikte İzledi

Animasyon film Küçük Don Kişot’un Maceraları için özel bir gösterim yapıldı. 21 Nisan 2024 Pazar günü Vadi İstanbul Paribu Cineverse Sineması’nda gerçekleşen gösterimde çocuklar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Küçük Don Kişot ile kutladı. Küçük Don Kişot’un Maceraları usta ve sevilen oyuncuların sesleriyle hayat buldu. Güldür Güldür Show’un yıldız isimleri Alper Kul, Aylin Kontente, Doğa Rutkay, Mahir İpek ve Özgün Aydın film için bir araya geldi.

Çocuklar, Küçük Don Kişot’un Maceraları’nı Birlikte İzledi yazısına devam et

James McAvoy’un Başrolde Yer Aldığı Sakın Ses Çıkarma Filminin Türkçe Alt Yazılı Birinci Fragmanı Paylaşıldı!

James Watkins’in yönettiği, Türkçe altyazılı birinci fragmanı paylaşılan Sakın Ses Çıkarma (Speak No Evil) filminin başrollerini James McAvoy ve Aisling Franciosi paylaşıyor. Yoğun bir gerilim olan filmde BAFTA ödüllü oyuncu James McAvoy’un, sınır tanımayan misafirperverliği tarifsiz bir karanlığı maskeliyor. Sevilen oyuncu, karizmatik ev sahibi rolünde sürükleyici bir performans sergiliyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Furkan Andıç, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Romanından İlhamla Beyazperdeye Taşınan Cadı Filmiyle Sinemaseverlerle Buluşacak

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın aynı adlı romanından ilhamla beyazperdeye aktarılan, başrollerinde Furkan Andıç ve Buse Meral’in yer aldığı Cadı filmi 26 Nisan’da gösterime giriyor. Filmde Naşit Nefi karakterini canlandıran başarılı oyuncu Furkan Andıç, Cadı’yı ve karakteriyle ilgili görüşlerini ilk kez şöyle anlattı: “Cadı senaryosuyla beni çok heyecanlandıran bir film oldu. Hazırlık süreci ve set içinde herkes çok motive ve üretkendi. Oyunculuk hayatım boyunca hatırlayacağım deneyimler yaşadım. Çok kısa sürede hızlı ve yoğun bir hazırlık süreci yaşadım. Hem hikâyenin dönemi, hem karakterin özgünlüğü hem de hikâyenin çarpıcılığı beni öyle içine aldı ki, rolüme konsantre olmam kolay oldu.” dedi.

Transformers: Başlangıç

Josh Cooley’in yönettiği ve Brian Tyree Henry, Keegan Michael Key, Laurence Fishburne ile Steve Buscemi’nin seslendirdiği animasyon film Trannsformers: Başlangıç (Transformers One), 20 Eylül 2024′de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarılıyor.
?????.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb

Transformers: Başlangıç yazısına devam et

Dışı Seni Yakar, İçi Beni: Dublör

Sinemada veya televizyonda görünmeyi herkes ister. Hem biliyorsunuz, dünyanın en kolay işidir yönetmenlik, değil mi? Yönetmen de olabilirim, oyuncu da… Herkesin gönlünde yatan bu mesleğin; içine girdiğinizde nasıl çetrefilli, nasıl zor olduğunu, nasıl süreç istediğini, zaman ve zemin tanımadığını, gecesi gündüzü bulunmadığını anlıyorsunuz. “Davulun sesi uzaktan hoş gelir” sözü boşuna söylenmemiş… Şimdi, “Dublör”ü bir yana bırakıp o zorluğun, o sıkıntılı sürecin nasıl olduğuyla başlayalım: Tam sırası.

Sinemanın ilk yıllarında yönetmen yokmuş; işi, ilişkileri koordine eden biri varmış ve o neredeyse her işi çözümlüyormuş. Zaman içerisinde işin içine estetik kaygıları da katan kişi(ler) yönetmen olmuş; zaten yönetmen sineması da öyle çıkmış ortaya. Buraya kadarı tamam. Zaman geçip teknoloji geliştikçe ekipler kalabalıklaşmış, işler birbirinin içine geçmiş, ekipler ayrışmış, her ekibin bir başı olmuş (şef) ve işler eşgüdümle yapılmaya başlanmış. Senaryo yazandan tutun da ışıkçısına, montajcısından tutun da filmin yapım aşamasında görev alan herkes elbirliğiyle bu işin başarısı için çalışmaya başlamış. Bugün “Yedinci Sanat” dediğimiz sinema, böylece herkesin gönlünde taht kurmuş ve gözdesi olmuş.

“Dublör”ü ilk çeyrek bölümünde, tam da bu nedenle çok sevdim. Öyküsünü, mesajını koyun bir tarafa… Sinema Televizyon okullarındaki öğrenciler için müthiş anlamlı ve güçlü bir ders bu açıdan bakınca. Yapımcıyla yönetmen, kameramanla ışıkçı, bilgisayar başında görev yapanla set ekibinin her an her şekilde bir isteği, yapması gereken bir iş var. Zamanında ve yerinde yapılmazsa sonucun hüsran olacağını kabul etmelisiniz. Bir kişiyle sınırlı değil ki (bir yazar veya ressam tek başına üretiyor; oysa sinema hem ekip işi hem de bir endüstri) koca bir ordu çalışıyor kameranın arkasında. Yani, yapılan iş “ne olacak ben de yaparım” denilebilecek kadar küçümsenemez. (Burada aklıma Kenan Evren geldi, resim yapmaya soyundu bir zamanlar, “Ne olacak ben de yaparım o resimlerden” demiş ve tuvalin önüne geçmişti. Rant peşinden koşanlar, yalaka takımı avuç dolusu para sayıp satın aldı resimlerini. Devran dönüp de forsu sönünce, beş para bile etmedi o resimler.)

İzle, mutlu ol, unut

Filmden çıkarken bir arkadaşım, “Dublör”ün gerçekten keyifli bir aksiyon, güçlü bir komedi, adrenalin dolu heyecan yüklü olduğunu belirttikten sonra, “izle, mutlu ol, unut” diye özetledi. Sevimli bir çift, müthiş bir prodüksiyon, hoş bir komedi, iyi bir mizah, sürükleyici bir aksiyon filminde biz izleyicileri de taşıyor iki saat boyunca. Sürenin uzunluğunu hiç fark etmiyorsunuz.

Yönetmen David Leitch’in gençliğinde dublörlük yaptığını biliyorduysanız, filmin albenisini baştan kabul edersiniz. Daha önceki filmlerinde sürükleyici ve aksiyon dolu sahnelerle duygusal sahneleri çok iyi harmanladığını bilirsiniz. Başından bir kaza geçen Dublör Colt Seavers (Ryan Gosling), sevgilisi ilk filmini çekecek olan Jody’yi (Emily Blunt) için yeniden setlere döner. Filmin yapımcısı Gail (Hannah Waddingham), çıkarları için filmin asıl oyuncusuyla bambaşka bir iş peşindedir. Amacını anlamışsınızdır, hem para kazanacak hem de Colt’tan kurtulacaktır.

Gerçekten keyifli bir film, seveceksiniz.

26 Nisan’dan başlayarak gösterimde…

(24 Nisan 2024)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

Alper Kul, Aylin Kontente, Doğa Rutkay, Mahir İpek ve Özgün Aydın’ın Sesiyle: Küçük Don Kişot’un Maceraları

BKM Film’in yeni animasyon filmi Küçük Don Kişot’un Maceraları usta oyuncuların sesleriyle hayat bulacak. Güldür Güldür Show’un sevilen yıldız isimleri Alper Kul, Aylin Kontente, Doğa Rutkay, Mahir İpek ve Özgün Aydın, Küçük Don Kişot’un Maceraları  filmi için bir araya geldi. Stüdyoda eğlenceli dakikalar yaşayan oyuncular Don Kişot’un dünyasını minik hayranları ile buluşturdu. Eğlenceli animasyonun hikâyesi ise şöyle: Alfonso Kişot, büyük büyük büyük dedesi Don Kişot gibi, müthiş bir hayal gücüne sahip, 11 yaşında bir çocuktur. Tıpkı dedesi Don Kişot gibi çok sevdiği La Mancha kasabasını sadece kendisinin görebildiği bütün tehlikelerden korumaktadır.

26 Nisan’da Vizyona Girecek, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Romanından İlhamla Beyazperdeye Taşınan Cadı Filminden Yeni Fragman ve Vizyon Afişi Yayınlandı

26 Nisan’da vizyona girecek, olan Cadı filmi için geri sayım başladı. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş günlerinde, genç bir dul olan Fikriye’nin zorla evlendirildiği Naşit Nefi Efendi ve yaşadığı köşk hakkındaki Cadı söylentilerinin ardındaki gizemi çözmeye çalışırken gelişen  olayların anlatıldığı filmden yeni fragman yayınlandı. Fragmanda Fikriye’nin köşke nasıl geldiği ve orada yaşanan gizem dolu olaylara dikkat çekilirken köşkteki Cadı’nın sırrını çözmeye kendini adayan Fikriye’nin yaşayacakları ise merak uyandırıyor. Hikâyesi ile son dönemdeki Türk filmleri arasında farklı bir yere sahip olacak filmin vizyon afişi de yayınlandı.

  • Basın Bülteni
  • Yeni Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Küçük Don Kişot’un Maceraları

Gonzalo Gutierrez’in yönettiği ve Alper Kul, Aylin Kontente, Doğa Rutkay ile Mahir İpek’in seslendirdiği animasyon film Küçük Don Kişot’un Maceraları, 26 Nisan 2024’de CJ ENM dağıtımıyla BKM Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Alfonso Kişot, büyük büyük büyük dedesi Don Kişot gibi hayal gücüne sahip, 11 yaşında bir çocuktur. Çok sevdiği La Mancha kasabasını sadece kendisinin görebildiği tehlikelerden korumaktadır. Bir gün Carrosso kasabaya gelir ve La Mancha’yı ele geçirmeye çalışır. Alfonso artık Carrasco’ya karşı da evini ve kasabasını korumak zorundadır. Arkadaşları Pancho Panza ve Victoria’yı da yanına alarak heyecan dolu bir maceraya atılacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb

Küçük Don Kişot’un Maceraları yazısına devam et

Medeniyet Kalkanı Tuzla Buz Olduğunda

ABD’nin genlerinde kazılı toplumsal gerilimin harlanması yeni bir iç savaşın nedeni olabilir mi? Alex Garland Amerikalıların bilinçaltına yerleşmiş bu ezeli korkunun hikâyesini eşelemek istemiş. ‘İç Savaş / Civil War’ bu açıdan yakın geleceğin distopyasını perdeye taşırken, siyasi kutuplaşmanın benzer toplumlar için ne denli yıkıcı olabileceğinin altını çiziyor.

Üçüncü dönem liderliğini sürdüren ABD başkanının tedirgin ulusa sesleniş konuşmasının provası ile açılıyor film. FBI’ın feshedilip ordunun muhaliflere karşı kullanıldığı iç savaş ortamında başkanın ‘artık zafere hiç olmadığımız kadar’ deyişine kendisinin de inanmadığı ayan beyan ortadadır. Öyle ya Batı Kuvvetleri adı altında organize olmuş isyancı gruplar ortalığı yakıp yıkarak Washington D. C.’ye doğru ilerlemektedir. Ateş ve kan bulutunun göbeğinde haber yapmaya çalışan farklı kuşaklardan dört gazetecinin başkente yolculukları eşliğinde bizler de olan bitenin izini sürmeye koyuluruz. New York’un üzerinde dumanlar yükselirken deneyimli savaş muhabirli Lee Smith’in (Kirsten Dunst) arzusu başkent düşmeden 14 aydır röportaj vermemiş başkanla konuşabilmektir. Meslek hayatında nice badireler atlatmış, tanıklık ettiği sayısız katliamın ağırlığı yüz hatlarına yansımış olan Lee, araba yolculuğunun beklenmeyen misafiri gencecik Jessie’ye (Priscilla filminden hatırladığımız Cailee Spaeny) göz kulak olmak, onun bir nevi ebeveynliğini üstlenmek durumunda kalacaktır.

’28 Gün Sonra / 28 Days Later’, ‘Gün Işığı / Sunshine’ gibi Danny böyle filmlerinin senaryosunda imzası bulunan Garland ilk yönetmenlik denemesi ‘Ex Machina’ ile yönetmenliğe parlak bir giriş yapmış, onu takip eden çok başarılı bilim – kurgu denemesi ‘Yok Oluş / Annihilation’ın ardından geçtiğimiz yıl bizde de gösterime giren toksik erilliğin şiddet çeşitlemeleri üzerine çizgi dışı çalışması ‘Adamlar / Men’ ile izleyiciyi ikiye bölmüştü. ‘İç Savaş’ İngiliz asıllı yönetmenin bağımsız ruhunu koruduğu ancak ana akım sinemaya daha fazla göz kırpan son çalışması. Filmde bir yandan, yıllardır uzak diyarlarda kaotik savaşları tetikleyen ABD’nin kendi topraklarında dehşet ve kaosu deneyimlemesine, New York 5. Cadde’de bombaların patladığı, Beyaz Saray’ı hedef alan isyancı kuvvetler ile başkanın adamları arasında seyreden kanlı iç savaşın distopik kurgusuna; öte yandan savaş muhabiri gazetecilerin toplumu ve dünyayı haberdar kılmak arzularına, görev bilinci ve dayanılmaz tutkularına tanıklık ediyoruz. Garland her iki tarafın da sevmediği, hatta başkentte polisin gördüğü yerde vurduğu söylenen gazetecilerin aralarındaki ilişkiyi önemsemiş; olan biteni ‘başkaları sorgulasın diye kayda alan’ deneyimli Lee ile kaotik şiddet ikliminden beslenen şöhret peşindeki Jessie arasındaki alışverişi Robert Altman’ın ünlü klasiği ‘Nashville’in finalini andıran müthiş bir sekans ile sonlandırırken ABD’nin pragmatik ruhuna keskin bir neşter atmayı becermiş. Oyunculuk, kurgu ve görüntü yönetimi de gayet başarılı.

‘İç Savaş’ özellikle finaldeki baskın bölümüyle Hollywood aksiyonlarının izini süren ana akım izleyiciyi tatmin ediyor kuşkusuz. Buna karşılık bir Amat Escalante filmini aratmayacak ölçüde (‘Heli’yi düşünün meselâ) şiddet içeriyor. Yıllardır Güney Amerika’nın ve Orta Doğu’nun mazlum ülkelerinde tezgâhlanan toplu kıyım, işkence ve savaş ortamını bumerang misali sahibine pas eden bu ilgiye değer çalışma, medeniyet kalkanı tuzla buz olduğunda toplumsal kutuplaşmanın ülkeleri ne hallere düşüreceğine ilişkin korkularımızla bir kez daha yüzleştiriyor bizleri.

(22 Nisan 2024)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Sakın Ses Çıkarma

James Watkins’in yönettiği ve James McAvoy, Mackenzie Davis, Aisling Franciosi ile Alix West Lefler’in oynadığı Sakın Ses Çıkarma (Speak No Evil), önümüzdeki aylarda UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarılıyor.
Modern çağımız için yoğun bir gerilim filmi olan Sakın Ses Çıkarma’da BAFTA ödüllü James McAvoy’un, sınır tanımayan misafirperverliği tarifsiz bir karanlığı maskeliyor. Oyuncu, karizmatik alfa – erkek ev sahibi rolünde sürükleyici bir performans sergiliyor. Amerikalı bir aile, tatilde arkadaş oldukları büyüleyici bir İngiliz ailenin cennet gibi malikânesinde hafta sonunu geçirmek üzere davet edildiğinde, rüya gibi başlayan tatil kısa sürede karmaşık bir psikolojik kâbusa dönüşür.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Sakın Ses Çıkarma yazısına devam et

Mesut Kara’yı Kaybettik

Sinema Yazarı ve Yönetmen Mesut Kara, 14 Nisan 2024 Pazar günü hayatını kaybetti. 1961 İstanbul doğumlu Kara, 15 yıldır sinema yazarlığı yapıyordu. Mesut Kara, Işıyarak Yok Olan Aktör Erkan Yücel – Şimdi Geçti Buradan adlı belgesel filmin yönetmenliğini yaptı, yayınlanan kitapları arasında ise Sinema ve 12 Eylül, Artizler Kahvesi, Pendikli Yıllar ve Sinemasal Anılar, Yeşilçam Hatırası ve Yeşilçam’da Unutulmayan Yüzler adlı kitapları var. Mesut Kara ayrıca Klaros Yayınları’nın Sinema Kitaplığı serisinin editörlüğünü de üstlendi. Merhuma Tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu